Epiglot iltihabı (epiglottit)

Epiglottit, epiglotun akut iltihabıdır. Epiglot nefes borusunun üzerinde bulunur ve yutma sırasında onu kapatır, böylece içine sıvı ve kimüs girmez.

Epiglottit genellikle bakteriyel bir enfeksiyondan kaynaklanır. İltihap, epiglot bölgesindeki mukozanın şişmesine neden olur.

Bunun sonucunda nefes borusu daralır ve bu da ciddi nefes darlığına neden olabilir. Bu boğulmaya ve solunum durmasına neden olabilen ve acil tıbbi müdahale gerektiren, yaşamı tehdit eden bir durumdur.

Tipik semptomlar ayrıca boğaz ağrısı, yutma güçlüğü ve ateştir. Okul öncesi çağındaki çocuklarda tetikleyici genellikle patojen haemophilus influenzae tip b (Hib)'dir. Hib'e karşı aşılanmayan çocukların bu nedenle epiglottit geliştirme olasılığı daha yüksektir.

Epiglottit, örneğin kanser tedavisi veya HIV enfeksiyonu nedeniyle bağışıklık sistemleri zayıflamış kişilerde de gelişebilir.

Epiglottitli çocuklarda genellikle nefes darlığına kadar varan nefes alma güçlükleri ve boğulma riski vardır. Bununla birlikte, öksürük gibi semptomlar genellikle görülmez.

Nefes verirken ıslık veya tıslama sesi duyulur. Ayrıca çocuklar genellikle yatmak istemez ve oturmayı veya ayakta durmayı tercih eder. Nefes almada güçlük çektiklerinde tipik olan bir duruş benimserler: Öne eğilirler ve başlarını geriye yatırırlar, bu da nefes almayı kolaylaştırır.

Sık görülen yan etkiler ayrıca şunları içerir:

• Ateş
• Yorgunluk, halsizlik, güçsüzlük
• Korku ve endişe
• Tükürük salgılanmasında artış

Epiglot iltihabı olan erişkinlerde ise ana semptomlar boğaz ağrısı ve yutma güçlüğüdür. Tükürük yutulamadığında konuşma bozukluğu ve ağızdan salya akması olur.

Çocuklarda epiglot iltihabı en yaygın olarak haemophilus influenzae tip b (Hib) adı verilen bir bakteriden kaynaklanır. Bu bakteriler ayrıca yetişkinlerdeki iltihaplanmanın yaklaşık dörtte birinden sorumludur.

Epiglottitin diğer nedenleri, diğer bakteri türleri, daha nadiren virüs ve mantar enfeksiyonları veya yaralanmalar olabilir.

Akut epiglot nadirdir. 1990 yılında koruyucu Hib aşısının devreye girmesiyle vaka sayısı önemli ölçüde düşmüştür.

Daha önce, her yıl 4 yaşın altındaki 200.000 çocuktan yaklaşık 10'unda epiglottit vardı, ancak bugün 200.000 çocuktan sadece 1'inde görülmektedir.

Yetişkinlerde, vaka sayısı yıllardır sabittir ve artık çocuklardakinden daha yüksek olup her yıl 200.000 kişiden yaklaşık 2 ila 4'ü etkilenmektedir.

Epiglottit haemophilus influenzae tip b (Hib) patojenine karşı aşılama ile önlenebilir. Sistematik Aşı Kurulu (STIKO), 4 yaşına kadar olan çocuklar için bu Hib aşısını önermektedir.

Epiglot iltihabından şüpheleniliyorsa, özellikle çocuklarda, hemen 112 aranarak bir ambulans çağrılmalıdır.

Doktor önce semptomları, solunumu ve oksijen kaynağını kontrol eder ve çocuğun patojen haemophilus influenzae tip b (Hib) aşısı olup olmadığını sorar.

Epiglottitin daha kesin teşhisi için gırtlak laringoskop ile incelenir. Doktorlar ayrıca olası bir bakteriyel enfeksiyonu tespit etmek için epiglottan sürüntü alabilir.

Her epiglottit vakası, mümkün olan en kısa sürede hastanede ve semptomlara bağlı olarak gerekirse yoğun bakımda tedavi edilmelidir.

Nefes darlığından kaynaklanan komplikasyonları önlemek için epiglottaki şişmenin giderilmesi ve solunumun stabilize olması şarttır. Bunun için genellikle antienflamatuar ilaçlar kullanılır.

Oksijen eksikliği varsa, doktorlar oksijeni maske ile verebilir. Bazen suni solunum veya trakeostomi de gereklidir.

Sebebi belirlemek de önemlidir: Bakteriyel bir enfeksiyon varsa, bu etkili bir antibiyotik ile kontrol altına alınabilir.

Zamanında tedavi ile şikayetler genellikle birkaç gün içinde azalır ve epiglot iltihabı kalıcı hasar olmadan iyileşir.